Şanlıurfa Gıda Mühendisleri Odası'ndan Gıda krizi uyarısı!;

Şanlıurfa Gıda Mühendisleri Odası'ndan Gıda krizi uyarısı!

Şanlıurfa Gıda mühendisleri odasından, gıdaya erişim her geçen yıl daha da zorlaşıyor...

TMMOB’a bağlı Şanlıurfa gıda mühendisleri il temsilciliği ‘Dünya Gıda Günü’nde basın açıklaması gerçekleştirdi. 

Açıklamada, “Ülkemizde insanlarımızın yüzde 22`si yeterli gıdaya ulaşamamakta yüzde 8,5`u ise açlık sınırında yaşamaktadır. İnsanlık için kâbus olan bu yokluğu ve yoksulluğu yenmek için sorumluluk almak hepimizin ortak toplumsal görevidir “ denildi

GIDAYA ERİŞİM HER GEÇEN YIL DAHA DA ZORLAŞIYOR

Bu yıl 16 Ekim’de kutladığımız “Dünya Gıda Günü”nü, gıdaya ulaşmanın en zor yılı olarak tanımlamak yanlış olmayacaktır. Pandemi döneminde bile bu kadar sıkıntılı günler yaşamamıştık. Yanlış ekonomi

politikaları, tarım üretiminin hızla azalması, emekçi ve emekli ücretlerinin açlık sınırının altında kalması,

bırakın sağlıklı beslenmeyi, karnımızı doyurmayı bile lüks haline getirmiştir.

Pandemi süreci, son 10 yılda artan etkilerini yaşamakta olduğumuz iklim değişikliği, su kaynaklarının

kirlenmesi, ormanların, sulak alanların ve çevrenin tahrip edilmesi, tarım alanları ve meraların amaç dışı kullanılması, artan nüfus, mülteci akını gibi sorunlar yakın gelecekte su krizine, toprak kıtlığına ve dolayısıyla gıda krizine neden olacaktır.

Su, dünyada canlı hayatın devamı için gereklidir, su olmazsa hayat olmaz. Dünya yüzeyinin dörtte üçü,vücudumuzun %50’sinden fazlası su içerir, yine gıdamızı üretmek ve yaşamak için suya ihtiyaç duymaktayız.

İklim değişikliği, özellikle son yıllarda insan eliyle “kriz” haline dönüştürülerek, aşırı yağışlar, su baskınları,

can kayıpları, aşırı sıcaklar, kuraklık olarak dünya ülkelerinin gündeminde sıkça yer almaktadır.İçilebilir su

kaynaklarımızın ve tarımsal üretimin hızla azalması, yönetenler tarafından sorun çözücü tarım, gıda ve su

politikalarının oluşturulmaması, gelecek için duyulan endişeleri arttırmıştır.

Özellikle Covid-19 pandemisi, dünyaya gıdanın stratejik önemini ispatlamıştır. Tedarik kanallarında yaşanan aksamalar, “Kendi Kendini Besleyen Ülke” olmanın hayati önemini gözler önüne sermiştir.

Karnınız açsa, içecek suyunuz yoksa son model arabanızın, elektronik cihazların hiçbir kıymetinin olmadığını, pandemi döneminde hepimiz yaşayarak öğrenmek zorunda kaldık.

Ne acıdır ki, 21.yüzyılda bu gerçeği tecrübe eden ülkeler, pandemi biter bitmez Ukrayna-Rusya savaşının

çıkmasına göz yummuş, geçen hafta da Filistin-İsrail savaşının yeniden başlamasına engel olmamıştır.

İklim değişikliğinin sebep olduğu ciddi sorunların çözümü için hızlı adımların atılması gerekirken, savaşlar

çıkıyor, küresel çıkar çatışmaları büyüyor, gelir adaletsizliği artmaya devam ediyor, çocuklarımız, gençlerimiz sağlıklı beslenemiyor, gelecek planları yapamıyor. Birleşmiş Milletler öncülüğünde, 193 ülkenin 2019 yılında imzaladığı “Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları”ndan SIFIR AÇLIK,2030 için ulaşılabilir olmaktan çok uzaktadır. Hiçbir çocuğun yatağa aç girmediği günlerin, maalesef başka bahara kaldığı görülüyor.Gıda güvencesinin sağlanamadığı bir dünyada, adil ve demokratik bir düzen içinde yaşayabilmek hayal olacaktır. Bugün dünyada 800 milyonun üzerinde insan yani her 10 kişiden biri yatağa aç girmektedir.


Ülkemizde ise insanlarımızın %22`si yeterli gıdaya ulaşamamakta %8,5`u ise açlık sınırında yaşamaktadır.


İnsanlık için kâbus olan bu yokluğu ve yoksulluğu yenmek için sorumluluk almak hepimizin ortak

toplumsal görevidir. Unutulmamalıdır ki, dünya üzerinde üretilen tarım ve gıda ürünleri 8 milyarı geçen

dünya nüfusunu beslemeye yetecek miktardadır. Eğer dünyada açlık varsa bu yetersiz bitkisel ve hayvansal ürünler ve gıda arzından değil, adaletsiz gelir dağılımından kaynaklanmaktadır.

Yaşadığımız gıda krizinden kurtulabilmek; rant ve beton ekonomisi yerine üretim ekonomisini, sermayenin öncelikleri yerine kamusal ve toplumsal çıkarları, gündelik politikalar yerine planlı kalkınmayı önceleyen “Kamucu Tarım ve Gıda Politikaları”nı savunmakla ve yaşama geçirmekle mümkündür.

Cumhuriyetimizin 100.yılında kurucu degerlerimizi, laiklik başta olmak üzere sonuna kadar savunacağımızı, ülkemizin sanayileşmesinde ve kalkınmasında biz mühendis, mimar ve şehir plancılarının büyük katkıları olduğu gerçeği ile BOŞUNA OKUMADIK diyerek meslek itibarımız ve haklarımız için mücadele edeceğimizi bir kez de buradan dile getirmek isterim. Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği’ne bağlı Gıda, Kimya ve Ziraat Mühendisleri Odaları olarak; açlığın, yokluğun ve yoksulluğun son bulduğu, hakça ve adil paylaşımın olduğu bir ülke ve dünya özlemiyle bilimden, üretimden, insandan, emekten, doğadan, kamu yararı ve toplum çıkarından yana tutumumuz sürecektir."


TMMOB Gıda Mühendisleri Odası

Şanlıurfa İl Temsilciliği

Yönetim Kurulu

Kaynak:

İlgili Konular :
, , , , , , , , , , , , , , , , ,
İlgili Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
0 Yorum